Dr. Bahadır Fatih Yıldırım

Özgeçmiş Akademik Blog Portfolyo Dokümanlar Kütüphane

H

Hakan Günday

Hakan Günday

29 Mayıs 1976'da Rodos'ta doğdu. İlköğrenimini Brüksel'de tamamladı. Ankara'daki Tevfik Fikret Lisesi'ni bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümünde üniversite eğitimine başladı. Ertesi yıl Universite Libre de Bruxelles'in siyasal bilimler bölümüne geçti. Öğrenimine Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde devam etti. İlk romanı Kinyas ve Kayra'yı 2000 yılında o dönemde Om Yayınevi'nin editörü Nevzat Çelik'in desteği ile yayımladı. Son romanı Daha Ekim 2013'te yayınlanmıştır. Hakan Günday, eski milletvekillerinden Faik Günday'ın torunudur. 26 Kasım 2014 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen törende 2014 yılı Türk-Fransız Edebiyat Ödülünü almıştır. 5 Kasım 2015'te, Fransızcaya Encore adıyla çevrilen Daha romanıyla Fransa'nın saygın edebiyat ödüllerinden Prix Medicis "En İyi Yabancı Roman Ödülü'nü almıştır. İlk oyunu olan Malafa, 17. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında gösterime girmiştir (2010).

Kaynak: Vikpedia

Zamir

Zamir

Yeni bir binyılın arifesinde, Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır. Baş döndüren barış senaryoları, komplolar ve mücadeleler içinde Zamir şu soruya yanıt arar: İnsan nasıl barışır? “Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. Demek ki Samanyolu ve içindeki güneş ve etrafındaki dünya ve üzerindeki insan …

Daha

Daha

Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta. “Doğu ile Batı arasındaki …

Az

Az

Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az… O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum… Az… Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de …

Ziyan

Ziyan

‘Beyaz gövdeli zenci köpeklerimiz var. Adları da var. Ama onlar birer heykel. Çağırınca gelmiyorlar artık. Cennetin kapısını bekliyorlar. Karla karışık toprağa gömülebilmek için kulakları dik donuyorlar! Öyle bir cennet ki, paslı demirin bile ak sakalı var. Bizi saran tel örgüler beyaz angoradan örülmüş. Havası havlamayı bırakmış, ısırıyor. Beyaz ağzı etimizle dolu. Bu yüzden sessiz bir ayaz var. Saçaklardan sarkan mızrak …

Azil

Azil

Teknoloji, insanların davranışını, ahlakını, sosyoekonomik ilişkilerini, asla geri dönülmeyecek bir biçimde değiştiriyor. Söz konusu değişim, insanlığın amacından sapmasına ve doğadışı, adsız bir türün yeşermesine neden oluyor. İnsanlığın bin çabayla iki bin yılda yarattığı asgari ahlak, elli yılda televizyon tarafından çiğneniyor.Ve on yıldır da internet tarafından yutuluyor. Bireyin yalnızlığı, toplum dışına çıkmasıyla sonuçlanıyor.Toplum dışına itilen (ya da bunu kendi tercih eden) …

Malafa

Malafa

Bir kuyumcu dükkânının kapısından giriyorsunuz. Gösterişli, albenili bir dükkân burası. Pahalı mücevherlere ulaşıyorsunuz. Ama önce tezgâhtarlar… Yani tezgâh. Önce tezgâhtan geçiyorsunuz. Ya da hep tezgâhta kalıyorsunuz. Hayatta da olduğu gibi… Hakan Günday yeni romanı “Malafa”da aldatmaca üzerine kurulu bir dünyadan söz ediyor. Bu dünyayı turizm yönetiyor, tezgâhtarlar büyük roller kapıyor, mekân hep tezgâh oluyor. Bir kuyumcu dükkânına kocaman bir dünyayı …

Piç

Piç

Piçlerin çocukları olmaz. Piçler, aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Oysa hiçbir kadın dünyaya bir piçi kurtarmak için gelmemiştir. Piçlere sır verilebilir. Ölümleriyle son bulan sırdaşlıkları vardır. Piçlerin cinsel hayatı düzensizdir. Piçlerin bedenleri ve akılları, diğer insanlarınkilerin aksine nasırlaşmaz. Onların nasırlaşan tek yerleri ruhlarıdır. Piçler sadece kendi aşklarına saygı duyarlar. En yakın dostlarının kadınlarına dil ve el uzatabilirler. Bu durumda …

Kinyas ve Kayra

Kinyas ve Kayra

“Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omuzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol …

Zargana

Zargana

Kimsenin birbirine bakmadığı, yalan, ihanet, şiddet, tecavüz ve acımasızlıkla yoğrulmuş, yalnızca hayallerin göz göze geldiği bir hayattan intikam almanın en iyi yolu yaşamaktır. Anlam aramak boşunadır ve her şeyin “hiç”e dönüşmesi gerekir. Henüz on ikisinde Berlin’de dört kişinin tecavüzüne uğrayan Zargana, bu olaydan sonra kendini insan sınıfından sıyırır. Ne var ki insan olmaktan uzaklaşıp “hiç”e yaklaştıkça kendisine döner; aşık olur. …